Türkiye halkının İslam'a olan sevgisi, genellikle yüzeysel ve geleneksel bir anlayışa dayanmaktadır. Halk, İslam'ı; anne babalarından ve çevresinden duyduklarıyla, sorgulamadan, anlamadan ve derinlemesine bir bilgiye dayanmadan benimsemektedir. Bu durum, halkın İslam'ı gerçek anlamda kavrayamamasına ve sadece geleneksel bir sevgiyle bağlı kalmasına yol açmaktadır.
Kuran'daki gerçek İslam'ı aramak ve anlamak yerine, sadece duydukları ve gördükleriyle şekillendirdikleri, gerçeklikle bağlantısı olmayan, atalarından süregelen bir İslam anlayışını benimsemişlerdir.
Bu anlayış, Allah’ın ayetinde ifade ettiği duruma tam olarak uymaktadır:
"Onlara, “Allah’ın vahyettiğine (Kur’ân’a) uyun” denildiği zaman, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) a uyarız” derler. Peki, ataları (hak adına) bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar?)"
"Körü körüne ataların yoluna bağlı kalmak" maalesef toplumumuzda bulaşıcı bir hastalık haline gelmiş durumda. Ki bu bağlılığı İslam dışında, başka alanlarda da görmek mümkün olabiliyor.